Siyonist işgalcinin Mescidi Aksa'yı bu şekilde hedefine yerleştirmesinin gerçek sebebi bu mabedin yerinde daha önce bir Yahudi mabedinin bulunduğu iddiası değildir. Bu iddia Siyonist işgalciler tarafından söz konusu saldırganlığa bir kılıf olarak kullanılmaktadır. Asıl amaç İslâm âleminin Kudüs ve Filistin davasıyla bağlantısını sağlayan en önemli manevi köprünün ortadan kaldırılmasıdır. İkinci önemli amaç ise Kudüs'ün ve Filistin'in İslâmî kimliğinin şahitlerini yok etmektir. Siyonist işgal devleti bu şahitleri ortadan kaldırmak amacıyla mezarlıklara varıncaya kadar bütün İslâmî izleri, tarihi eserleri yok etmeye çalışıyor. Güya "Hoşgörü Müzesi" adını verdiği ve Holokost ile ilgili iddiaların belgelerini sergilemek amacıyla kullanacağı müzeyi inşa etmek için başka bir yer bulamadı mı ki Rahmet Mezarlığı'nın üzerine inşa etti? Buradaki amaç da Kudüs'ün ve Filistin'in İslâmî kimliğinin şahitlerini yok etmektir.
O toprakların İslâmî kimliğinin şahitlerinin başında ise Mescidi Aksa geliyor. Mescidi Aksa sadece bir şahit değil aynı zamanda bir bekçidir. Kudüs'ün gerçek kimliğinin bekçiliğini yapmaktadır. Yani Müslümanların ilk kıblesi ve harem mescitlerin üçüncüsü olma vasfının yanı sıra Kudüs topraklarının İslâmî kimliğinin şahitliğini ve bekçiliğini yapmaktadır. Peki, onun bekçiliğini kim yapacak? Siyonist vahşetin kıskaca aldığı, saldırganların otomatik silahlarına, toplarına ve tanklarına çıplak göğüsleriyle karşı duran, Mescidi Aksa'yı korumak için canlarını feda etmekten çekinmeyen birkaç yüz gence ve Mescidi Aksa'ya girmeleri engellenen ama canlarını ortaya koyarak işgalcilere göğüs geren birkaç bin fedakâr Kudüslüye mi kalacak bu iş?
Neredesin sen ey Türkiye?
Orada yok edilmek istenen sadece Mescidi Aksa değil, manevi mirasın tümü, nesiller boyunca korunan, her dönemden bir iz taşıyan büyük tarihi mirastır. Kaldı ki sadece Mescidi Aksa'nın hedefe yerleştirilmesi de, tüm Müslümanların ayağa kalkmasını gerektirecek yeterli sebeptir.
Yoksa üzerimize ölü toprağı mı serildi? Neredesin sen ey Türkiye?
Bugün Mescidi Aksa'nın kuşatmaya alınması ve gözlerini kan bürümüş Netanyahu'nun hazırladığı komplo Gazze'de gerçekleştirilen katliam kadar tehlikelidir. Bunun önlenmesi daha başlangıç merhalesinde harekete geçilmesiyle mümkün olacaktır. Sonrasında harekete geçmenizin fazla bir yararı olmayacak.
Türkiye, 1967 Haziran işgalinden sonra işgal devletiyle diplomatik ilişkilerini en alt düzeye çekmişti. Bugün Mescidi Aksa'nın hedef alınması ve İslâm'ın Kudüs'teki mirasının ortadan kaldırılması için yürütülen saldırılar 1967 işgali kadar tehlikelidir. Aynı zamanda o işgalinin bir devamı, kalıcı hale getirilmesi, bu arada işgal edilen yerlerdeki tüm İslâmî şahitleri yok etmeyi amaçlayan son derece tehlikeli bir komplodur. Yani 1967 Haziran işgalinden daha tehlikelidir. Söz konusu işgal sonrasında Siyonist işgal devletiyle diplomatik ilişkileri en alt düzeye çeken Türkiye'nin bugün çok daha açık ve net tavır sergilemesi gerekir. Ne var ki hâlâ resmî ağızlardan ses getirebilecek bir tepki açıklaması bile duymadık.
Türkiye'nin takınacağı tavır Siyonist işgal devletini ciddi şekilde zorlayacaktır. Türkiye aynı zamanda Kudüs'teki tarihi mirasın bekçiliğini yapmalıdır. Eğer bölgesel bir güç olmak ve bu konuda bölge halklarının desteğini almak istiyorsa bu sorumluluğunu yerine getirmelidir.
İKÖ, 1969'da Mescidi Aksa'da yangın çıkarılması ve önemli bir kısmının yakılması hadisesi üzerine kuruldu. Yani kuruluşunun mayasında Mescidi Aksa var ve birinci sorumluluğu da bu kutsal mabede sahip çıkmak olmalıdır. Fakat bu mabedin günlerden beri korkunç bir kuşatmayla ve tehditle karşı karşıya olmasına rağmen söze gelir bir adım attığını göremedik. İKÖ Genel Sekreteri Türkiye'den biri. Onun vasıtasıyla İKÖ'nün devreye girmesi, daha aktif rol oynaması için neden harekete geçilmiyor.
Neredesin sen ey Türkiye?
Türkiye'de camiler haftası kutlanıyor. Dünyada özel konuma sahip ve ibadet kastıyla ziyaret edilebilecek üç cami bulunuyor. Bunlardan biri bugün vahşi kuşatma altında. Ne var ki camiler haftasında Müslümanların ilk kıblesi ve harem mescitlerin üçüncüsü olan caminin üzerindeki bu vahşi kuşatma hiç gündeme bile getirilmiyor. Bu ne biçim camiler haftasıdır?
Neredesin sen ey Türkiye?
Üstat Yusuf el-Karadavi önümüzdeki Cuma'nın Siyonist işgalin Mescidi Aksa kuşatmasına karşı gadab günü olarak değerlendirilmesini istedi. Bu çağrı en iyi şekilde Türkiye'de yankı bulmalı. Türkiye Müslümanları Cuma namazından sonra Mescidi Aksa'nın yalnız olmadığını seslendirmeli. Seslerimizi biraz gür çıkaralım ki yöneticiler de duysun ve Mescidi Aksa için harekete geçsinler